9 Mayıs 2012 Çarşamba

bir kedinin hayatıma girmesi....







öncelikle bu yazımı kedi fobisi olan bütün arkadaşların okumasını diliyorum. çünkü benimde kedi fobim vardı şu an tam bir kedi hastasıyım:)

çocukluğuna inelim derler yaa, haaa işte benim tamda öyle bir sürecim var. çocukkende kedileri çok severdim. bahçemizin kedisi öldü diye oturup ağlayan beraber bir cenaze töreninin ardından kediyi göz yaşları içinde gömdüğümüzü hatırlıyorum:( sonrasında densiz bir arkadaşımın üstüme yavru kedi atmasıyla zavallı masumun korkusundan benim yüzümü tırmalamasıyla gelişen uzuncaaaa bir süreçdir kedi korkum:(

bütün kediler benim yüzüme bakıyor der gittiğim ortamda kedi varsa rahatsız olur, çığlık atar , yanımdakilere huzur vermezdim. uzunca bi süreç ben diyim 20 sene siz diyin 25 sene kedi korkum gece rüyalarımda kediler görmem çığlık çığlığa uyanmam o derece büyük boyutdaydı korkularım:(

2005 yılının yaz aylarıydı işyerimizin önünü bir kedi mesken tuttu. 3 aylık olduğunu tahmin ettiğim bir tekir siyah beyaz değil daha çok krem ve kahve tonları gibi olan klasik bir sokak kedoşu . nasıl tatlı anlatamam. kanım kaynadı onu sevmeli bu kedi korkumu yenmeliydim. öncelikle ona yiyebileceği yiyecekler taşımamla başladım. işyerimdeki büyük bir çoğunluğu karşıma aldım. beni kediseverler anlayacaktır, çünkü her kedi severin başına gelmiştir "doğal ortamından koparıyorsun, hazıra alıştırıyorsun, besleme" bu tekir kedoşu yaklaşık 3 ay besledim benim gibi kedi severlerle bi fon oluşturduk, paralar bende toplanıyor tamamen suyu maması düzenli olarak benim tarafımdan veriliyor. h.sonu bile bekçimize gece çalışanlara tembihlenerek mamaları bırakılıyordu. beni tanıyor görünce yanıma geliyordu. içim sızladı şu an :( aklıma geldi gözlerim doldu :( bir gün ortalıkdan kayboldu gitti beni bıraktı işyerine her gelişimde , işden her çıkışımda gözlerim onu aradı ama yok:(
çok özür tekir kedoşu beslerken internetden yardım için kedi ile ilgili siteleri okuyor insanların kedileriyle ilgili anılarını resimlerini paylaştıkları sayfaları geziyor , ölümleriyle yıkılışlarına gözyaşları içinde okuyordum.

ben o tekir kedoşla tam bir kedi hastalığına tutulmuştum.

işin enteresan tarafı nedir biliyormusunuz ? eskiden benim kediyi görünce çığlık atışımdan rahatsız olan dostlarım şimdide çok abarttığımı illaki her kediyi neden sevmek zorunda hissettiğimi anlayamıyorlardı. yaw insanlar ne garip değilmi ? hayatınızı devamlı sorgularlar her olayda :(

sonrası malum eve bir kedi alınacak:) 2008 kadar dayandım . 2008 de k şimdiki kedoşum oğluşumu görene kadar .

2008 yazı balkonda oturuyoruz. bir kedicik yemek arıyor bende ogün tavuk yapmışım birazcık vereyim dedim. ben balkondan attım o yedi eşim artık verme yıldız patlayacak dedi. 2 budu yedi:) aradan 2 gün geçti yok bir gün işten bir geldim kapının önünde aranıyor "senmi geldin " dedim baktı masum masum , düşündüm evde ona vereceğim birşey yok beni burda bekle diyip markete koştum aklıma ilk gelen sosis oldu aldım getirdim sosisleri verdim yedi . ogünden sonra evin önünden ayrılmadı.
sabah servis saatinden önce çıkıp mama veriyorum akşam gelince mama veriyorum.
ama kesinlikle elletmiyor önümde taklalar atıyor ama uzanınca kaçıyor. onu besliyorum diye bir sürü kedi geliyor kapının önüne apartmandan söylenmeler başlıyor malum buda her kediseverin başına geliyordur:))))
birgün bi baktım gözünün bir tanesi yaşlı veterinere götürmek istedim yakalayamadım . veterinerden aldığım bir ilacı mamasına karıştırarak verdim. göz akmadı ama bir leke kaldı resimlerde belki görebiliyorsunuzdur:) oda onun nazarlığı :)

bir başka kedi benim sarımı (ozaman sarı diyorum , bulamıyorum isim:) ) taciz ediyor sürekli pataklıyor bir gün evimizin önündeki ağaca tırmandı ama diğer siyah kedoş peşinde hemen aşağı indim , siyah kediyi suyla korkuttum ozaman anladıki onun koruyucusu benim , arkama saklandı ogün ilk defa bana kendini sevdirtdi. böylede 1-2 ay geçti:)

ya dedik çok güzel hamile kalır yavruları telef olur, veterinere götürdü eşim kısırlaştıralım diye erkek çıktı:) kıyamadık yaptırmadık,
yaz bitti hava buz , yağmur yağıyor bir parça gazetenin üstüne çökmüş balkona doğru miyuv miyuv , eşime alalım diyorum hemen inip kaptığımız gibi alıyoruz:) doğru markete gidip bi kum alıyoruz . benim akıllı oğluşumun patilerini kuma sürtüp annecim buraya yapacaksın çişini kakanı diyorum . Çok şükür hiçbir yere yapmadı birşey :)
ilkden y.odamıza almayacaktık kapıyı kapatıyoruz dışarda ağlıyor , kıyamayıp çıkıyoruz salonda nöbetleşe yanında yatıyoruz sonra dayanamayıp aldık :) ogün bugündür bizimle yatar ama ayak ucumuzda, gelmez yanımıza. ayaklarımızın arasında bi ayağımızı yastık yerine dayar kafasını uyur:)

bilirsiniz kediler sizi bulur siz onları değil:)bir kedi hayatımıza böyle girdi , iyikide girmiş , iyiki doğmuş ve beni bulmuş.

hayatına bir can almak isteyen varsa hiç vakit kaybetmesin diyorum ;)

boll evcilli günler ;)

4 yorum:

  1. Harikasın ne diyebilirim ki!! Soluksuz okudum yazımı ve aklıma kaybettiğim kedişim geldi.

    İnsanlar her zaman sorgulayacak birşey bulurlar dediğin gibi. Ama ben dünyayı senin gibi duyarlı insanların ayakta tuttuğuna inanıyorum.

    Her bir denizyıldızı için farkediyor, biliyorsun değil mi ;)

    **Kedişinin fotolarına bayıldımmm

    YanıtlaSil
  2. içimdeki sözler okadar güzelki kağıda dökemedim , baktım çok uzuyor kısa geçtim bu kısa hali:)

    çok tşk.ler canım;)

    YanıtlaSil
  3. oooy çok güzel bişiy bu, hepsinde aynı özellikler var..benım kedimde kapalı kapılardan nefret eder bebek gibi ağlar :) bızde mayayı alırken dişi diye aldık, erkek çıktı :)erkek kedilerin bakımı dişiye göre daha iyi...kısırlaştırmayın baba olsun bikaç kez...zaten kızana girince sadece diğer günlere göre fazla konuşuyor o kadar :) Maya 1, 5 yaşında hala kısırlaştırmayı düşünmüyorum ben...

    YanıtlaSil
  4. erkek kediler dahamı güzel oluyor nedir :) hep dişiler güzel olur diye düşünüyoruz belkide:)

    oğluşum kısırlaştırıldı epey oluyor. ama yinede ara ara çenesi düşüyor:)

    YanıtlaSil

yorumun benim icin cok onemli;)